Avrupa Birliği, 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile 2050 yılına kadar karbon-nötr kıta olma hedefini gerçekleştirmeye giden yolda ekonomik, ticari ve sosyal hayatın tüm veçhelerini yeşil dönüşüm perspektifi ile şekillendireceğini açıkladı. AB’nin liderliğini yapmayı hedeflediği yeşil dönüşümün gerek yasal düzenlemeler ve tüketici tercihleri yoluyla gerekse ihracatımıza doğrudan etki edecek politikaların hayata geçirilmesinin planlandığını görülüyor. Hayata geçirilmesi planlanan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi gibi politikalar ile halihazırda uygulanmaya başlanan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı gibi kritik önemi haiz alanlardaki düzenlemelerden doğrudan etkilenmemize sebep olacaktır. Bu süreçte, Ticaret Bakanlığı öncü rol üstlenip “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” hazırladı. Yol haritası görevi görecek olan Eylem Planı, 9 ana başlık altında toplam 32 hedefi ve 81 eylemi kapsıyor.
Eylem Planının Hazırlık Süreci
Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, 4 Şubat 2020 tarihinde Bakan Yardımcısı düzeyinde bir Çalışma Grubu oluşturuldu. Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında, Bakan Yardımcıları ve Çalışma Grubu üyesi kurumlar ile teknik düzeyde gerçekleştirilen toplantıların yanı sıra, özel sektör temsilcilerinin katılımı ile sektör bazında istişareler gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen istişareler sonucunda; ülkemizin Gümrük Birliği ile AB’ye sağlanan bütünleşmesinin korunması ve daha da ileriye taşınmasının yanı sıra uluslararası ticaret düzeninde iklim değişikliği ile mücadele politikalarının olası etkilerine adaptasyonunu sağlayacak bir yol haritası oluşturulması hedeflenmiş ve Çalışma Grubu üyesi tüm Kurumların katkıları ile bir Eylem Planı hazırlanmıştır.
Eylem Planının Kapsamı
Aşağıda belirlenen 9 ana başlık altında belirlenen hedeflere ulaşılması amacıyla hayata geçirilecek eylemlere yer verilmiştir
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hedeflenen politikaların Avrupa sanayisi üzerinde yaratacağı maliyet karşısında, Avrupa’nın rekabetçiliğinin korunabilmesi ve “Sınırda Karbon Düzenleme (SKD) Mekanizması”nın hayata geçirilmesinin hedeflendiği görülmektedir. Sınırda Karbon Düzenlemesinin temel amacı, seçili sektörler için ithalat fiyatının, eşyanın karbon içeriği dikkate alınarak belirlenmesidir. Söz konusu taslak metin Avrupa Komisyonu tarafından 14 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanmıştır. Komisyon tarafından uygulamanın, 1 Ocak 2023 tarihi itibarıyla 3 yıllık mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş dönemi ile başlatılması önerilmektedir, SKD mekanizmasının AB Emisyon Ticaret Sistemine (ETS) paralel bir sistem olacak şekilde kurgulandığı; SKD mekanizmasına tabi olan seçili sektörlerin ise demir çelik, çimento, alüminyum, elektrik ve gübre olarak belirlendiği görülmektedir. Bu süreçte, ülkemiz açısından AB’nin SKD mekanizmasının AB ile ticaretimizde ticari bir engele dönüşmemesi önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, Eylem Planının “Sınırda Karbon Düzenlemesi” başlığı altında AB’nin sınırda karbon düzenlemesinin Türkiye-AB ticareti üzerindeki etkilerinin sınırlanmasına yönelik çalışmalar yürütülmesi hedeflenmektedir.
Bu doğrultuda, sektörel hassasiyetler ve AB’nin sınırda karbon düzenleme mekanizması dikkate alınarak ulusal bir karbon fiyatlandırma mekanizmasının değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütülmesi hedeflenmektedir. Ülkemizde belgelendirme ve raporlamanın gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yapılması, ayrıca sanayiden kaynaklı sera gazı emisyonlarının izlenmesi sisteminin ihtiyaçlara göre geliştirilmesi önem arz etmektedir. Bununla birlikte, Eylem Planının “Yeşil ve Döngüsel Ekonomi” başlığı altında hayata geçirilecek eylemler de, ilgili sektörlerde sera gazı salımlarının azaltılmasını destekleyecektir.
Hayata geçirilecek eylemler
Döngüsel ekonomi, bir yandan malzeme ve kaynakların kullanımları sonrasında ürün döngüsüne geri kazandırılması yoluyla ürünün değerinin korunduğu, diğer yandan atık miktarının asgari seviyede tutulduğu bir ekonomik yaklaşımın benimsenmesini gerektirmektedir. Yeşil ve döngüsel bir ekonomi, gerek yatırımlar gerekse büyüme stratejileri belirlenirken sera gazı emisyonlarının azaltılması ile enerji ve kaynak verimliliğinin artırılmasının gözetilmesini gerektirmektedir. Bu itibarla, yeşil ve döngüsel ekonomi hedeflerinin bir arada ele alınması ve bu kapsamda geliştirilecek faaliyetlerin bütüncül bir yaklaşımla hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.
Hayata geçirilecek eylemler
İklim değişikliği ile mücadele, tüm sektörlerde önemli bir dönüşümü ve beraberinde de kapsamlı yatırımların gerçekleştirilmesini gerektirmektedir. Bu nedenle, finansman imkânlarına erişim hayati öneme sahiptir. Eylem Planı ile ülkemizin Avrupa Yeşil Mutabakatı tarafından öngörülen değişikliklere, AB ile bütünleşmesini daha da ileriye taşıyacak şekilde uyum sağlamasını temin etmek üzere, gerekli finansman kaynaklarına erişim sağlanması öncelikle ele alınması gereken bir konudur.
Hayata geçirilecek eylemler
Enerji kaynakları ile tabii kaynakların verimli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirilerek ülke refahına en yüksek katkının sağlanması amacıyla enerji zincirinin her aşamasında dikkate alınması ve enerji verimliliğinin artırılması öne çıkmaktadır. Ülkemiz söz konusu konjonktür bağlamında son yıllarda yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında yürütmekte olduğu önemli çalışmalar ile sera gazı emisyonlarının azaltımına katkı sağlamaktadır. Bu doğrultuda, bu başlık altında, ülkemizin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği çalışmaları, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında getirilen değişikler çerçevesinde gözden geçirilerek gelişim alanlarının değerlendirilmesi; ayrıca enerji verimliliği konusunda sanayimize yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yapılması hedeflenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması noktasında önemli bir adım olarak Yeşil Tarife (YETA) uygulaması 1 Ağustos 2020 tarihi itibariyle başlatılmıştır. Bu alanlarda atılacak adımlar, ülkemizde üretilen ürünlerin karbon ayak izinin azaltılmasını sağlayacaktır.
Hayata geçirilecek eylemler
2020 yılında COVID-19 salgınıyla birlikte, sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerinin geliştirilmesine duyulan ihtiyaç toplumun her kesiminde hissedilmiştir. Bununla beraber, yıllar içerisinde etkisini artırması beklenen küresel iklim değişikliği daha bilinçli toplumların oluşmasını da beraberinde getirecek ve bugün de gözlemlemeye başladığımız tüketicilerin sürdürülebilirlik algılarını ve beklentilerini pekiştirecektir.
Tüm dünyada artan hareketlilik ile birlikte ulaştırma sektöründen kaynaklanan emisyonların küresel sera gazı emisyonları içeresindeki payı giderek artmaktadır. Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) Stratejisi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. AB’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında açıkladığı Sürdürülebilir ve Akıllı Ulaşım Stratejisi incelendiğinde, kombine taşımacılığın geliştirilerek, sürdürülebilir ve yeşil ulaşım modlarının payının artırılması demiryolu ve iç suyolu taşımacılığının arttırılması sıfır emisyonlu araçların piyasaya sunulması; elektrikli araç altyapısının geliştirilmesi; ulaştırmadan kaynaklanan emisyonların %90 azaltılması hedeflenmektedir.
Yüksek sera gazı emisyonlarının da etkisiyle hızlanan iklim değişikliğinin, doğal afetlerin artmasına neden olduğu ve insanlık için ciddi bir tehdit oluşturduğu görülmektedir. Ülkemizin gelişmekte olan ülke konumuna paralel şekilde, emisyon azaltımı ve iklim değişikliğine uyum çabaları sürmektedir. İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek olan ülkeler arasında yer alan ülkemiz için 11. Kalkınma Planında konuyla ilgili ulusal ve bölgesel uyum stratejilerini içeren çalışmalarının yürütülmesi öngörülmektedir.
Dünyada iklim değişikliği ile mücadele politikalarının hız kazanması ve AB ile birlikte dünyanın önde gelen ekonomilerinin bu alandaki çalışmalarına ivme kazandırması ile birlikte, sanayi, enerji, ulaştırma, tarım vb. politikaları kapsamında da son derece kapsamlı değişikliklerin hayata geçirilmesini gündeme getirdiği görülmektedir. Küresel anlamda iklim değişikliği ile mücadele için toplumlar, hükümetler ve sektörler arası yakın işbirliklerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Başta Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen kapsamlı değişiklikler olmak üzere, uluslararası ekonomi ve ticarette ortaya konan yeşil dönüşüm hedefleri, tüm dünyayı ilgilendiren, KOBİ’lerden dünya çapında herkesin sahip çıkması, benimsemesi ve hayata geçirilmesinde üzerine düşeni yapmasını gerektiren hedeflere işaret etmektedir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilişkili bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştirilmesi hedefi ile farkındalık düzeyinin artırılması ve bu şekilde söz konusu aktörlerin yeşil ekonominin geliştirilmesi sürecinde daha aktif ve bilinçli bir rol üstlenmelerinin sağlanması hedeflenmektedir.